Türkiye
‘Vesikalı Yarim’ Hakkında Kim Ne Dedi?
Türk Sineması’nın büyük ustası Ömer Lütfi Akad’a özel bir sayı hazırlayan Film Arası Sinema Dergisi, ustanın önemli yapıtlarından olan Vesikalı Yârim filminin neden çok sevildiğini yönetmen, eleştirmen ve yazarlara sordu. Kimi Akad’ın anlatımına kimi de filmin büyüsüne vurgu yaptı.
Yönetmen, eleştirmen ve yazarlar, Türk Sinemasının klasiklerinden olan Vesikalı Yârim filmiyle ilgili duygu ve düşüncelerini Film Arası Dergisi’yle paylaştı. Yönetmenler Ülkü Erakalın ve Selma Köksal, eleştirmenler Sadi Çilingir, Kerem Akça ve Ege Görgün, yazarlar Yıldız Ramazanoğlu ve Nihan Kaya, Vesikalı Yarim’in sırrını anlattı. Film Arası Sinema Dergisi’nin usta yönetmen Ömer Lütfi Akad için hazırladığı özel sayıya konuk olan isimlerin filme dair düşüncelerinden bazı başlıklar şöyle:
————————————————————————————————————————————————
Eleştirmene söyleyecek söz bırakmıyor
Bugünün bazı filmlerinde olduğu gibi ‘bir sanat filmi snobluğu’ da yoktu onun filmlerinde. Seyirciye de ulaşıyor, eleştirmene söyleyecek söz bırakmıyordu. Şarkılı müzik kullanımında biraz ifrada kaçıldığını düşünsem de Vesikalı Yârim de bu dengeyi iyi kurmuş bir film işte. Ancak Vesikali Yârim’in bir Lütfi Akad filmi olduğunun alâmetifarikası finalidir. Ki o final, göz önündeki hikâyenin arkasında bambaşka bir hikâye olduğunu ve biz inişli çıkışlı bir aşk hikâyesi izlerken asıl dramın arka planda yaşandığını gösterir bize. Gözümüzün yaşına bakmadan… Ayaklarımız istemeye istemeye yere basar yeniden. Tıpkı filmin iki ana karakteri Halil ve Sabiha’nın ayakları gibi…
————————————————————————————————————————————————
Vesikalı Yârim, Türk sinemasının kilit filmlerdendir
Arka planına Fransız Şiirsel Gerçekçiliği’nin ‘siyah-beyaz’ zeminini alan Vesikalı Yârim, Türk sinemasında ‘sanat’ ve ‘yönetmenlik’ gerçeği açısından kilit filmlerden biridir. Sınıfsal romantizm içinde filizlenen bir ‘zorunluluk hikayesi’ne uzanan yapıtın, sosyolojik açıdan derin incelemelere tabi tutulması da normaldir. Vesikalı Yârim, popüler aşk filmi işlevi açısından erken dönemin Selvi Boylum, Al Yazmalım ile beraber en eli yüzü düzgün temsilini verir. Lütfi Akad için ise ‘göç üçlemesi’ öncesi bir sinemasal hazırlık anlamına gelir.
————————————————————————————————————————————————
Yan oyuncuları da filmin başarısına değer kattı
Değerli Türkan Şoray ve İzzet Günay’ın başrollerini oynadıkları, usta yönetmen Lütfi Akad’ın yönetmenliğini yaptığı Vesikalı Yârim filmi üzerinden yıllar geçmesine rağmen hala önemini koruması, öncelikle değerli senarist dostum Safa Önal’ın hikâyesine ve kalemine bağlıdır… Ve yine bence Vesikalı Yârim filminin ilgi görmesine baş neden de basının usta yönetmenin yıllarına gösterdiği saygıdır… Filmin yan oyuncuları da filmin başarısına değer katmışlardır… Bu filmde oynayan Ayfer Feray’ın unutulmaz oyunu da, en az Türkan Şoray ve İzzet Günay kadar değer katmıştır filme…
————————————————————————————————————————————————
Sadi Çilingir- (Sinema Yazarı)
Vesikalı Yârim, sırrı çözülememiş bir filmdir
Sinemamızın en önemli yönetmenlerinin başında gelen Lütfi Akad’ın Vesikalı Yârim, sırrı çözülememiş ve çözülemeyecek bir filmdir. Filmin senaristi Safa Önal dahi filmin neden bu kadar çok sevildiğini ve kült eser mertebesine yükseldiğini anlayamadıklarını belirtiyor. Vesikalı Yârim bence sırrını filmde geçen üç kelimelik ‘Çok eskiden rastlaşacaktık’ cümlesinde saklıyor. Hani hep derler ‘aşk, sevgiliye kavuşmak için yaşanan çabalardır’ diye. Belki de Vesikalı Yârim’in sihri budur, çünkü Sabiha (Türkân Şoray) ne kadar yakınına gelebilse de hiçbir zaman Halil’e (İzzet Günay) ulaşamayacaktır, o hep uzaklarda, özlenen, kavuşulmak istenen ama kavuşulamayan sevgili olarak kalacaktır. Kavuşma aşkı bitirir?
————————————————————————————————————————————————
Selma Köksal Çekiç – (Yönetmen)
Vesikalı Yârim, tüm zamanlarda buluşabilen ender filmlerdendir
Kitlesel başarısının yanında tüm zamanlara da direnebilen ‘Vesikalı Yârim’ , hiç kuşkusuz Türk sinemasının en önemli klasiklerinden biridir. Özellikle de beğeni ile onu yücelten halkıyla sadece bir dönem değil, tüm zamanlarda buluşabilen ender filmlerdendir ‘Vesikalı Yârim’.
Türk filmleriyle çocukluğu geçmiş, onlarla ağlamaktan kaçınmamış bir Türkiyeli olarak, elbette ‘Vesikalı Yârim’ filminin üzerimdeki etkisi tartışılamaz. Ancak ‘Gelin, Düğün, Diyet’ üçlemesinin, Türk sinemasında özellikle Yılmaz Güney’le güçlü bir gelişim gösterecek olan toplumsal gerçekçiliğin, sonrasında da (90 yılların sonu ve 2000 yıllarda) değişim geçiren daha farklı ama gene de gerçekçi izlekte ilerleyen Gerçekçi-Türk sinemasının ‘Palto’su olduğuna inanırım. Üçlemenin özellikle ‘Gelin’ filminin, benim için, Türk sinemasında pek çok ilkte yeri vardır.
————————————————————————————————————————————————
Vesikalı Yârim; Akad’ın bahşettiği umut
Sabiha’nın Halil’in evli olduğunu anladıktan sonra ayrılmaya kalkışması ise göz yaşartıcı ve artık pek de rastlanması mümkün olmayan bir fazilet. Siyah beyaz film toplumun bu kadar kirlenmeden renklenmeden önceki yaşantılarından bir kesit ve en aşağıda bile safiyane bir ahlak ve fazilet duygusu barındırıyor. Bu yönüyle bizi her zaman kuşatacak ve ağlatacaktır daha uzun yıllar.
En dokunaklı sahnelerden biri de merhaba Halil merhaba Sabiha diyaloğuyla birden eski hayatların geride bırakılıp yeni ve temiz bir hayata birlikte başlanabileceğini ima eden ümit var hava. Yönetmen Ömer Lütfi Akad ve senarist Safa Önal’ın bahşettiği umut.
————————————————————————————————————————————————
Türk Sanat Musikisi’nin içinden geçen bir film
Vesikalı Yârim, sanki Türk Sanat Musikisi’nin içinden geçen bir film. Hüzünlü parçalarda anlatılan imkânsız aşkı hikâyelendiriyor gibi. Bu yüzden de, film boyunca bir yandan devam eden müzik, filme yakışan bir dekor, onu tamamlayan bir unsur değil benim gözümde. Daha ziyade film fondaki bu müziğin içinden çıkıyormuş hissi uyanıyor bende. Filmi müzikten ayrıştıramıyorum. Ses ile görüntü, hikâye kaynaşıyor. Müzik filmi açıyor, genişletiyor. Örneğin, filmin başında, bostandan taşıdıkları sebze meyveleri at arabasına yükledikleri sahnedeki coşku, ümit gibi duyguları sanki müzik canlandırıyor. Filmin sonunda, bu sefer dolu değil boş olan at arabası bostana doğru yol alırken hissedilen hüzün, yenilgi, umutsuzluk yine müzikle pekişmekte. Müzik de filmle birlikte hareket ediyor, hikâyeyi o da anlatıyor bize.
Görüşlerin geniş hali Film Arası Dergisi’nin ‘Ömer Lütfi Akad Özel Sayısı’nda…
LÜTFİ AKAD’IN KALEMİ BAŞKA KALEMLERE BENZEMEZ!
Dergide büyük ustaya dair önemli yazılara yer veriliyor. Yönetmen Aydın Sayman’ın kaleme aldığı ‘Lütfi Akad’ın Kalemi Başka Kalemlere Benzemez!’ başlıklı yazı Usta’nın ifade gücüne vurgu yaparken, eleştirmen Burçak Evren ‘Ustasız Usta; Lütfi Akad’ isimli makalesi ile Akad’ın üslubuna dair geniş bir değerlendirme yapıyor. Dergide ayrıca yönetmen Murat Saraçoğlu, yazarlar Necip Tosun, Gülcan Tezcan, Erhan Işık, Suat Köçer, Gülşah Maraşlı da Lütfi Akad’ın sinemasına farklı pencerelerden yorumlar getiriyor.
Diğer haberler:

Türkiye
Nuri Bilge Ceylan’ın Yeni Filmi “Kuru Otlar Üstüne”nin Çekimleri Devam Ediyor
Prömiyerini Cannes Film Festivali‘nde yapacak!

Nuri Bilge Ceylan’ın yeni filmi “Kuru Otlar Üstüne”nin çekimleri Erzurum’da devam ediyor.
Dünyaca ünlü Türk yönetmen Nuri Bilge Ceylan’ın yeni filmi “Kuru Otlar Üstüne“nin prodüksiyonu Erzurum’un Karayazı ilçesinde devam ediyor. Avrupa’nın en büyük sinema destekleme fonlarından biri olan Eurimages Fonu‘nun bu yılki destekleyeceği yapımlar arasında bulunan Kuru Otlar Üstüne‘nin 2022 yılında gösterime girip Cannes Film Festivali‘nde prömiyerini yapması bekleniyor.
Geçtiğimiz aylarda 2020-2 Sayılı Sinema Destekleme Kurulu Kararı’yla Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan 2 milyon TL yapım desteği alan filmin yapımcılığını Memento Films Production (Fransa), NBC Film (Türkiye), Komplizen (Almanya) ve ATMO (İsveç) gibi uluslararası şirketler üstleniyor.
Merakla beklenen yapımın oyuncu kadrosunda Merve Dizdar, Deniz Celiloğlu ve Musab Ekinci bulunuyor. Film, İstanbul’a tayin olma umudu ile Anadolu’nun ücra bir köşesine zorunlu hizmete gönderilen öğretmen Samet’i konu alıyor. Heyecanla beklenen yapım, acımasız hayatın zorluklarını Nuray öğretmen ile aşan Samet’in hikayesine odaklanıyor.

Sinema salonlarının açılış tarihi dün yapılan kabine toplantısı ile bir kez daha ertelendi.
İçişleri Bakanlığı tarafından tüm il valiliklerine iletilen Sinema Salonlarının Faaliyetlerinin Ertelenmesi konulu yeni ek genelge ile sinema salonlarının açılış tarihi bir kez daha ertelendi. Öncesinde 1 Nisan‘da yeniden faaliyete girmesi planlanan sinema salonlarının açılış tarihi 12 Mayıs‘a ertelendi.
Yaz aylarında yeni yeni açılmaya başlayan ve geçtiğimiz aylarda vizyona girme cesareti gösteren filmlerle normalleşme adımları atan sinemaların, 17 Kasım 2020 tarihinde yapılan Cumhurbaşkanlığı kabine toplantısı sonucunda yıl sonuna kadar kapatılacağı açıklanmıştı. Sinemaların 2021 ile tekrar faaliyete geçmesi planlanırken yıl sonunda yapılan ek genelge ile bu tarihin 1 Nisan 2021 olacağı duyurulmuştu. Şimdi ise bu tarih artan vaka sayısı nedeniyle 12 Mayıs‘a alındı.
Türkiye
Yabancı Damat’ın Eleni’si Ayla Karaca Hayatını Kaybetti
COVID-19 nedeniyle hayata gözlerini yumdu.

Yabancı Damat dizisindeki Eleni karakteri ile tanınan Ayla Karaca, COVID-19 nedeniyle hayata gözlerini yumdu.
Asıl adı Atina Miloharakti olan oyuncu Ayla Karaca, COVID-19 nedeniyle hayata gözlerini yumdu. Uzun süredir bakım evinde kalan Karaca, Yabancı Damat dizisindeki Eleni karakteri ile tanınıp çok sevilmişti.

17 Mart Çarşamba günü İzmir’de hayatını kaybeden Karaca‘nın cenazesi, bugün saat 12:00’da Uzunçayır Rum Ortodoks Mezarlığı’ndaki aile kabristanında toprağa verilecek.
-
Liste5 gün önce
Francis Ford Coppola’nın Favori 10 Filmi
-
Diziler6 gün önce
Bridgerton Dizisinin Yeni Kadrosu Belli Oldu
-
Film3 gün önce
Sen Hiç Ateş Böceği Gördün mü? Filminden Röportaj Videosu Yayınlandı
-
TV6 gün önce
Haftanın En Çok İzlenen Dizileri (28 Mart – 3 Nisan 2021)
-
Film6 gün önce
Godzilla vs. Kong ABD Sinemasına Nefes Oldu
-
TV'de Sinema6 gün önce
Bu Akşam Televizyonda Hangi Filmler Var?
-
Dijital3 gün önce
Sony Filmleri Netflix’e Geliyor
-
Dijital4 gün önce
Prens Harry ve Meghan Markle Netflix Projesi İçin Kolları Sıvadı