
Fotoğraflar: Yağmur Ceylan
Faysal Soysal’ın ilk uzun metrajlı filmi olan ve Bosna savaşını anlatan ilk Türk filmi olma özelliği taşıyan Üç Yol filminin galası Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda gerçekleştirildi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun eşi Sare Davutoğlu, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, Türk Telekom Genel Müdürü Tahsin Yılmaz, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanı Abdurrahman Şen, filmin oyuncuları ve ekibinin yanı sıra çok sayıda sinemasever filmin ön gösterimine katıldı. Gala programının sunuculuğunu TRT Haber ve TRT HD ekranlarında yayınlanan Sadece Sinema programının başarılı sunucusu Ezgi Sütçü yaptı.
İbrahim Şahin programın açılış konuşmasında TRT’nin sinema filmlerine çok fazla destek vermediğini ve bu konuda seçici olduklarını, TRT’nin 2007 yılı öncesinde sadece bir filme destek verdiğini, 2007 yılından sonra ise bu rakamın dokuza yükseldiğini söyledi.
İbrahim Şahin’in ardından kürsüye çıkan filmin yönetmeni Faysal Soysal konuşmasında şunları söyledi: “Bu 4-5 yılın emeği ama aslında hikâyenin 4-5 yıl önce yazdığım kısa film hikâyesinden mi başladığı ya da çocukluk döneminde, yaz akşamlarında damlarda nenemden dinlediğim Yusuf ve Züleyha hikâyesinden mi doğduğu veyahut da ben ilk defa 2004’te Mostar’a gidip o faciayı gördüğümde oradaki duygulanmalarımdan mı çıktığını hatırlamıyorum. Ama şöyle söyleyebilirim, Aristo’nun dediği gibi; tarih hakikatleri yansıtmaz. Ve aslında kavimlerin veya devletlerin kendi geleceklerini inşa etmek için kurdukları senaryolardır tarih. Ama şiir öyle değil, şiir hakikate ilişkin daha gerçekçi, daha hakiki durumları ortaya koyar. Bunu bir örnekle izah edeyim. Federico García Lorca adında İspanyol bir şair var. Bugün sorduğumuzda kaç tane matadorun ismini biliyoruz diye, çok az sayıda insan-bu konuda ilgili ve meraklıysa ve tercüme kitaplar biliyorsa- araştırmıştır ve İspanya’da Ignacio Sánchez Mejías adında bir matador olduğunu hatırlayabilir veya söyleyebilir. Ama Federico García Lorca’nın ‘İkindinin Beşi’ şiiriyle biz bugün onu tanıyoruz ve o şiir sayesinde ölümsüzleştiğini biliyoruz. …Ve bu şiir sayesinde biz tarihî gerçeklerden daha ziyade başka duygularla hem insanın hem vicdanın yaralarına dokunabiliyoruz.
Benim için de Bosna dramı ve aynı zamanda Hasankeyf’in sular altında kalıp yok olması, tarih kitapları arasında silinmemesi gereken bir şeydi ve unutulacaktı. Ama sinema yoluyla, sanat eserleri sayesinde bunlar ölümsüzleşiyor ve bütün insanların malı ve değeri oluyor. Ve ancak bu şekilde ortak acı haline dönüşebiliyor. O yüzden ben bu filmi yaparken yurtdışı festivallerden ödül almak için veyahut da daha fazla destek bulmak için ya da bazı insanların hoşuna gitmek için bazı şeyler yapmadım. Samimi olarak kalbimden ne geçtiyse onu yapmaya çalıştım. Ve filmi yaparken birçok yerde Allah’ın bana yardım ettiğini ve yolumu açtığını gördüm.
Özellikle mayın bölgesi olan elmanın gömüldüğü sahnede –sizler de izleyeceksiniz- gökkuşağı geldi ve bizler daha evvel Sırpların oradan sniperlar ile Boşnak milletini öldürdüğü yerde filmi çektik. Orada mayınların çıkarıldığı yere biz Bünyamin’in Züleyha’ya umut olarak, aşk için verdiği elmayı gömdük. İnşallah sonsuza kadar bu topraklarda sonsuza kadar elma olur, hiçbir şekilde silah ve mayına tanık olmayız.”
-
-
Filmin Yönetmeni Faysal Soysal
-
-
Filmin Yönetmeni Faysal Soysal
-
-
TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin
-
-
TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin
-
-
Galaya çok sayıda davetli katıldı.
-
-
-
-
-
-