İlk yönetmenlik denemesi ‘Beyaz Melek’ 2007’de vizyona girdiğinde, kimse gişede öylesi bir ilgi göreceğini beklemiyordu. Usta oyuncu kadrosunun etkisi olsa da esasında kendi algı ve vergisinin gişeye yaradığı aşikardı… Zira bunu sonraki filmleri ‘Güneşi Gördüm’ ve ‘New York’ta Beş Minare’de de gördük. Mahsun Kırmızıgül film yaptığında çok izleniyordu. Yanı sıra da çok eleştiriliyor…
‘Mahsun Kırmızıgül filmleri’ denen olgunun ne ifade ettiği aşağı yukarı kendini ortaya koydu. Televizyon dizilerinde de açıkça resmolan manzara; ‘
Bu tanımdan yola çıktığımızda Hollywood’dan çok Bollywood’a yakın bir tanım karşımıza çıkıyor. Ancak genel Bollywood
Peki bu tarz Yeşilçam olamaz mı? Aslına bakarsanız Yeşilçam kodlarına da uygunluk gösteriyor. Fekat yine de tam manasıyla bir yere oturtamıyorum. “E şart mı bir yere oturması” diye soracak olursanız da “evet” cevabını vermek durumundayım. Çünkü film eleştirisi, oturtulan bu zemin üzerine bina edilir.
Genel olarak Mahsun Kırmızıgül
Kırmızıgül senaryolarının değişmez unsuru olarak mekanımız Doğu Anadolu’da bir köy. Ataerkil geniş ailelerin oluşturduğu köye Ege’den bir öğretmen vazife için gelir. Tahmin edeceğiniz üzere muallim buradan çok şey öğrenecek ve çok şey de katacaktır. Esas oğlanımız ise ‘sakat’tır. Konuşamayan, g
Beyaz Melek’i dışarıda tutarsak, Mahsun Kırmızıgül’ün
[bilgi]Kırmızıgül filmlerinin artı yönlerinden biri de bu toprakların temel sorunlarına eğilme çabası.[/bilgi]
Üst düzey bir senaryodan, klas oyunculuklardan ve filmi uçuran sinematografiden bahsedemeyeceğim. Öyle bir beklenti de Mahsun Kırmızıgül’ün
Ayrıca küçük bir tavsiye daha; şu ‘şaryo’/’kaydırma’ dediğimiz hareket bu kadar fazla kullanılmamalı. Aynı şekilde ‘jimmy’yi de fazla abartmamak lazım.
Mucize’nin girişindeki tek plan sürprizi de şaşırtmadı değil. Gayet başarılı bir uygulamaydı…
Ve Kırmızıgül filmlerinin artı yönlerinden biri de bu toprakların temel sorunlarına eğilme çabası. Sıkıntılı noktalar olsa da her filmde bu çabayı görmek güzel…
Bir de müzik meselesi var… Mucize’de ‘ağlanacak’ ve ‘duygulanacak’ her noktada sizi iteleyen bir müzikle karşı karşıya kalıyorsunuz. Adeta müziğin baskısıyla yönetmenin beklediği ‘izleyici tepkisi’ni
Mahsun Kırmızıgül’ün, filmlerini sinema yazarlarından kaçırma gibi bir de huyu var. Basın gösterimi yapmıyor. Gala davetlileri noktasında da fazlasıyla seçici… Kendisini eleştirme ihtimali olan kimseleri davet etmiyor. Sinema yazarları arasında ‘arabesk geçmişi’ sebebiyle bir önyargıdan söz edebiliriz. Ancak bu durum basın gösterimi yapılmamasını gerektirmez. Bu tam olarak eleştirilerden kaçmak da değil gibi. Zira Mahsun Kırmızıgül