Esenler Sanat Evi (ESEV) sanatçı buluşmaları kapsamında yönetmen Sinan Sertel’i ağırladı.
Gölge Oyunu ve Adem’in Hikayesi kısa filmlerinin gösteriminden sonra yönetmen Sinan Sertel katılımcıların sorularını cevapladı.
Form ne kadar basit ise film o kadar derinleşebilir
Filmlerinde basit formları kullanmayı tercih ettiğini belirten Sertel, başka bir formda çekme imkanı olması durumunda dahi basit formda film çekmekten vazgeçmeyeceğini söyledi. “Form ne kadar basit ise film o kadar derinleşebilir.” diyen Sertel karmaşık formlarda anlatılmak istenen şeyin geri planda kaldığını, basit formlarda ise hikayenin daha başarılı bir şekilde işlenebildiğini dile getirdi.
Menkıbeler üzerine çalışmak gerçekten farklı, çünkü hiç kazma vurulmamış bir alan
Filmlerin her salonda farklı bir tepki ile karşılandığını ifade eden Sertel filmlerinin çıkış noktası olarak ise menkıbeleri gösterdi. “ Biz bir yıl boyunca menkıbeler okuduk, çıkış noktamızda ‘Menkıbelerin sinemadaki karşılığı nasıl olur’ fikri oldu. Menkıbeler üzerine çalışmak gerçekten farklı, çünkü hiç kazma vurulmamış bir alan.” diyen Sertel yaptıkları çalışmanın daha önce denenmemiş bir uyarlama olduğunu vurguladı.
Batı insanının sinema anlayışı ile bizimki birbirinden farklı
Filmlerini gerçeklik yerine hakikat kavramı üzerine temellendirmeye çalıştığını belirten Sertel “Batıda şöyle bir tavır var; kamera çektiği şeyin gerçek olduğuna inandırmaya çalışır. Efektleriyle üçüncü boyutuyla vs. Ama bizde gerçeğe yaklaşma fikri o kadar baskın değil. Hakikat kavramı daha ön planda.” diye belirtti.
Menkıbelerle ilgili film yapmakla, anlaşılamama riskini de göze aldım
Filminde tasavvuf ve menkıbelerden beslenen Sertel, “tasavvufun bir yerden duyup öğrenilecek bir şey olmadığını, yaşayarak müşahede edilmesi gerekli olduğunu düşündüğünü” söyledi. “Çok usta bir yönetmen dahi olsa, yaşanmışlık olmadan yapılacak bir çalışmanın, sığ kalma riski taşıyacağını belirtti. Filmlerinde sıkça işlediği tasavvuf ögelerinin, konu hakkında bilgisi olmayan biri tarafından anlaşılmasının zor olduğunu kabul eden Sertel “Filmin anlaşılması için bir alt yapının gerekliğini kabul ediyorum. Ama bu film beni yansıtıyor. Bu konu ile ilgili filmi yaparken bu riski de almış oluyorum. Ona rağmen yapıyorum.” dedi.
Filmin geri dönüşü beklediğimden iyi oldu
Film çekimlerinin iki gün boyunca sabahtan akşama kadar sürdüğünü ve herkesin gönüllü çalıştığını belirten Sinan Sertel film hakkında ise “Bu filmin geri dönüşü beklediğimden iyi oldu. Çünkü bu tarz din diyanet konularının işlendiği filmler festival çevrelerinden pek ilgi görmez.” dedi.